Elias Canetti; Edirne kökenli Nobelist yazar.
Elias Canetti
Edirne asıllı yazın insanı. Kimya tahsili görmesine rağmen edebiyat tutkusuyla elementlerden ziyade kelimelerin terkipleriyle ilgilenmiş ve bu ilgi Nobel Edebiyat Ödülü ile taçlanmıştır. Önemli romanı Körleşme kitaplar arasında yaşayan bir bilimadamının bir kadının tutsağı oluşunu anlatır, Kitle ve İktidar ise kitlelerin iktidara itaatinin sınırlarında dolaşır.Özyaşam öyküleri de en az bu iki eseri kadar önemli eserlerdendir. Canetti doğup çocukluğunu geçirdiği Rusçuk'tan ötürü Bulgarca, ailede konuşulduğundan dolayı Ladino, İngilizce ve Fransızca bilmektedir. Viyana'ya babasının ölümü sonrasında geldiğinden itibaren Almanca öğenecek ve eserlerini bu dilde verecektir.
"MARAKEŞ’TE SESLER" eserinden seçilmiş Aforizmaları:
* Her havayı herkes soluyabilir,
soluma özgürlüğü bugüne dek gerçek anlamda yok edilmeden kalmış biricik
özgürlüktür.
* Pek çok cevabı olanın, ondan da
çok sorusu olması gerekir. Bilge kişi ömür boyu çocuk kalır; salt cevaplar,
toprağı çorak, havayı solunamaz duruma sokar.Bilgi yalnızca güçlüler için bir
silahtır; oysa bilge kişinin silah kadar nefret ettiği bir başka şey
yoktur.Tanıdıklarından daha çok sayıda insanı sevmek ister bilge ve bu
isteğinden dolayı utanç duymaz, haklarında bir şey bilmediği kişilerden bir
burnu büyüklükle soyutlamaz kendini.
* Ölüler yargılarla, yaşayanlar
sevgiyle beslenir.
* Karanlıkta sözcüklerin ağırlığı
bir kat artıyor.
*Bir kimseye, seni hep seveceğim
demek güzel bir şeydir. Bir de bunun gerçekten yapıldığını düşünün.
*İnsanın kendisini değilse
anısını ayakta tutmaya yönelik çabalar; işte insanlığın şimdiye dek
başarabildiği en büyük iş.
*Kendisinden yararlanılamayan
bilgi, intikamını alır bunun. Bilgide korkunç derecede bir amaca yöneliklik ve
bağımlılık vardır. Uygulama alanına konulmak, bir hedefe yöneltilmek, işe
koşulmak ister bilgi. Kendisini onsuz yapılamaz kılmak ister. Adet ve
alışkanlığa dönüşmek ister. Işıl ışıl parıldayan uzak yıldızlar düzeyine
indirgenmeye yanaşmaz. Belli bir hedefe isabet etmek ister. Öldürmek ister.
*Kafka, herkesin yaşamındaki
büyüklenmeyi aza indirger. Kafka’yı okurken iyi bir kişiye dönüşür insan, ama
bununla gururlanayım demez. Güç ve kudret hastalığına yakalanmamış biricik
sanatçıdır, Kafka. Ne türden olursa olsun güç ve kudrete başvurmaz. Öbür
sanatçılar Tanrı’ya öykünmekte ve bir yaratıcı gibi davranmaktadır.Asla Tanrı
olmak istemeyen Kafka, hiçbir zaman bir çocuk da olmamıştır.Bir hükümdar gibi
saltanat sürmeksizin beri yandan bir çocuk gibi oyunlar oynamaksızın düşünen biridir
Kafka. Bilinen en mütevazı yazardır.
*Belki bugüne kadarki bütün
düşünceler belli bir düşüncenin çevresinde düşünülmüştür de ilgili düşüncenin
kendisi henüz düşünülmeyi beklemektedir. Belki de her şey bu düşüncenin
düşünülmesine bakmaktadır. Belki onun ileride düşünüleceği hiç de kesin
değildir.
*Öldürmenin gücü, hayata
döndürmenin gücü karşısında ne kadar zavallıdır.
*Söylenen cümle söylenmesine izin
verilmiş son cümleymiş gibi konuşmak.
* DEMOKRITOS “ele geçireceğim tek
bir açıklama, benim için bütün bir Pers İmparatorluğundan daha değerlidir.”
*Nietzsche korkuyu adeta şehevi
bir hazla insanlara karşı kullanır, sanki böylece kendi şahıslarını
yücelteceklerine inanırlar. Korku bir kamçı işlevini görür elinde, bu kamçıyla
her şeyi kendinden uzak tutmaya bakar. “Büyüklüğe” hayranlık duyar, ama bundan
anladığı hayvansal büyüklüktür. Özgürlük isteği, doğasındaki iktidar tutkusuyla
çirkin bir çelişki içindedir Nietzsche’nin, sonunda da ilgili tutkunun kurbanı
olur.
*İnsanın dilediği gibi bir Tanrı,
Tanrılar içinde en katlanılmazı olurdu.
*Yüreğini çıkarıp bir başkasına
rehin bırakabilir insan, bunun için yüreği rehin bırakacağı kimsenin göğsüne
yerleştirir. Seven bir kimse, göğsünde yabancı bir yürekle dolaşıp durur
ortalıkta. Ölen bir kimse, bir başkasının yüreğini de alıp kendisiyle mezara
götürür; kendi yüreği ise, yüreğini alıp götürdüğü kimsede yaşamasını sürdürür.
*Yaşamın en büyük çabası, ölüme
alışmaktan kendini sakınmaktır.
*Öyle cümleler vardır ki yalnızca
bir başka dilde anlam kazanır. Kendilerini doğurtacak bir ebe bekler gibi
çevirmenlerini bekler.
Elias Canetti (d. 25 Temmuz 1905 Rusçuk – ö. 14 Ağustos 1994 Zürih) Edirne kökenli modernist romancı, oyun yazarı, anı ve kurgusal olmayan düzyazı yazarı. Eserlerini Almanca yazan Canetti, "geniş bir bakış açısı, fikir zenginliği ve sanatsal güç ile işaretlenmiş yazıları için" 1981 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandı.
Körleşme, Kitle ve İktidar,Gözlerin Oyunu, Kulaktaki Meşale, Marakeşte sesler,İnsanın Taşrası Saatin gizli yüreği eserlerinden bazılarıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder