Tarihte Görülen Büyük Salgınlar I (Yaşanılanlar ve Kayıplar)



Tarihin en çekici ve esrarengiz tarafı, değişen çağlarla birlikte her şeyin tamamen farklılaşması ama hiçbir şeyin değişmemesidir. Aldous Huxley

11 Mart 2020 de Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Corona Virüsü (Covid-19) için “pandemi” ilan etti. İnsanın ve insanlığın başına hiçbir şey ilk defa gelmez, aynısı ya da benzerleri mutlaka öncesinde birilerinin de başına gelmiştir kuşkusuz. Bilim ve Tarih bize bu unuttuklarımızı hatırlatır. Tarihte görülen salgınlar insanlığı nasıl etkiledi, ne beden ödendi neler öğrendiler sosyal hayatlarımız nasıl değişime uğradı diye merak edip konuyla ilgili birkaç kitap ve makale karıştırdım.
Halk dilindeki “Hastalık Salgın”ının Tıp dilinde birkaç karşılığı var. Şu anda karşı karşıya kaldığımız durum Pandemi. Pandemi Eski Yunanca “tüm” anlamında:pan ile insanlar anlamında: demos kelimelerinin bir araya gelmesinden türemiştir (Pan+demos=tüm+insanlar). Kıtalar, hatta tüm dünya yüzeyi gibi çok geniş bir alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara verilen genel addır. Bir hastalık veya tıbbi durum sadece yaygın olması ve çok sayıda insanın ölümüne yol açması pandemi olarak nitelendirilemez, aynı zamanda bulaşıcı da olması gereklidir.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bir pandemi ancak üç koşul ile başlar:
1.     Daha önce maruz kalınmayan bir hastalığın ortaya çıkışı
2.     Hastalık etmeninin insanlara bulaşması ve tehlikeli bir hastalığa yol açması
3.     Hastalık etmeninin insanlar arasında kolayca ve devamlı olarak yayılması
Bu açıdan bakıldığında dünya yüzeyinde halihazırda iki hastalık devam eden pandemi grubuna girmektedir bunlar AIDS (HIV) ve Coronavirustür (Covid19).

Tarih boyunca görülmüş pandemiler

1-    Jüstinyen Vebası (MS 541-750): 6. yüzyılda veba salgınında tahminlere göre o zamanki dünya nüfusunun yaklaşık yarısını yani 30 milyon ila 50 milyon insanı öldürmüştür. Bu salgın, ticaret büyük ölçüde durdurdu ve imparatorluğun zayıflamasıyla diğer medeniyetlerin Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Asya'nın bazı bölgelerinde Bizans topraklarını yeniden ele geçirmesine yol açtı. Justinian, veba vurduğunda Roma imparatorluğunun doğu ve batı yarısını yeniden birleştirme hayalini gerçekleştiremedi.

2-    Kara Ölüm (1347-1351) : Sıçanların üzerindeki bitlerden insanlara geçen Y. Pestis adlı mikroorganizma tarafından oluşan bir enfeksiyon hastalığıdır. Bulaşıcı hastalıklar genelde insanların yer değiştirmesi ile mümkün olmuştur. Vebada Avrupa'ya ilk kez 1347'de Kırım'daki liman kenti Kaffa'dan Ceneviz tüccarları aracılığıyla taşınmıştır Jani Beg kumandasındaki Moğol ordusu tarafından bu kentin uzun süren kuşatması sırasında, şehir duvarları üzerinde enfekte olmuş cesetler fırlatıldı. Bu Tarihin bilinen ilk “biyolojik savaş” yöntemlerinden biriydi. Ceneviz tüccarları kaçtı ve salgını gemiyle Sicilya'ya, daha sonra kuzeye doğru, Fransa ve İngiltere’ye kadar yayıldı. Bu salgınla Avrupa nüfusunun yaklaşık üçte biri öldü. Salgın Orta Doğu, Hindistan ve Çin de dahil olmak üzere 75-200 milyon kişinin ölümüyle sonuçlanmıştır.
1227-1241 yılları arasındaki Papa Gregory IX, kedilerin aslında Şeytan'ın ruhunu kendileri içinde taşıdığına inanıyordu ve bu inanışını bir bildiri ile duyurdu. Kediler Avrupa'da insanlar için kötü şans veya bir lanet sembolize etti. Böylece, 1233-34'te Katolik Kilisesi ve ona inananlar kedileri yok etmeye başladı. Tabii ki, bu vahşete kapılan sadece masum hayvanlar değildi, binlerce kişi cadı ya da şeytana ibadet etmekle suçlandı ve öldürüldü. İşte bu cadı avı döneminde kedilerin öldürülmesi de farelerin daha da çoğalmasına ve vebanın daha çok yayılmasına katkıda bulundu.
Vebanın ilahi bir ceza olduğunun iddiasında olanlar, bir din adamının verdiği kararla vebanın yayılmasına olan katkısını görmezden gelmişlerdir.

3-    Çiçek hastalığı (15. – 17. yüzyıllar): Avrupalılar, 1492’de Amerika kıtasına ilk geldiklerinde bir dizi yeni hastalık getirdiler. Bunlardan biri, enfekte olanların yaklaşık %30’unu öldüren bulaşıcı çiçek hastalığıydı. Bu dönemde çiçek hastalığı, Amerika’da nüfusunun %90’ına yakın olan yaklaşık 20 milyon insanın canını aldı. Salgın, Avrupalılar’ın yeni boşalan alanları kolonize etmelerine ve geliştirmelerine yardımcı oldu, Amerikalılar’ın ve Avrupalı ​​işgalcilerin tarihini ve küresel ekonomiyi sonsuza dek değiştirdi.

4-    Kolera (1817-1823): İlk kolera salgını Hindistan’ın Jessore şehrinde başladı ve bölgenin büyük bir kısmından sonra da komşu bölgelere yayıldı. Milyonlarca insanı öldüren yedi büyük kolera salgından ilkiydi. John Snow adında bir doktor, yayılmasının nasıl önleneceği hakkında bazı şeyler biliyordu ve 1854’te Londra’nın Soho mahallesindeki belirli bir su pompasının kaynağını izole ederek salgını durdurdu. Dünya Sağlık Örgütü koleraya “unutulmuş salgın” adını verdi ve 1961’de başlayan yedinci salgının bugüne kadar devam ettiğini söyledi. Koleranın her yıl 1.3 milyon ila 4 milyon kişiye bulaştığı ve yıllık ölümlerin 21.000 ila 143.000 arasında değiştiği bildiriliyor. 

5-    İspanyol Gribi  (H1N1) (1918-1919): 1918 influenza salgını olarak da bilinen İspanyol Gribi, 21. yüzyılın başlarında yaklaşık 500 milyon insanı veya dünya nüfusunun üçte birini enfekte eden bir H1N1 virüsünün patlak vermesi sonucunda ortaya çıktı. Salgın, dünya çapında 50 milyondan fazla insanın ölümünden sorumluydu. Salgın sırasında I. Dünya Savaşı sona ermişti ve halk sağlığı otoritelerinin, büyük etkisine katkıda bulunan viral salgınlarla başa çıkmak için hiçbir resmi protokolleri yoktu ya da yetersizdi. Grip New-York kökenliydi. İspanya I.Dünya savaşında tarafsız kaldı, bu nedenle sansür olmadığı için grip haberi il kez İspanya basını tarafından yazıldı. Hastalığın adı da İspanyol gribi olarak kaldı. Diğer ülkeler kendilerini zayıf göstermemek adına bunun üzerini örtmeye çalıştılar. Bu salgınla da insanlık toplum sağlığı şeffaflığının insan sağlığı yararına olduğunu göstermiştir.

6-    Hong Kong Gribi (H3N2) (1968-1970): İspanyol Gribi’nden elli yıl sonra, başka bir grip virüsü H3N2 dünyaya yayıldı. Tahminlere göre, küresel ölümlerin sayısı yaklaşık bir milyon kişiyi kapsıyordu. 1968 salgını 20. yüzyılda meydana gelen üçüncü grip salgını, diğer ikisi 1918’de İspanyol gribi ve 1957’de Asya gribi salgınıydı.

7-    AIDS (HIV) (1981 – günümüz): İlk AIDS vakaları 1981’de bildirildi, ancak hastalık bugün insanları enfekte etmeye ve öldürmeye devam ediyor. 1981’den bu yana 75 milyon insan HIV virüsüne yakalandı ve sonucunda yaklaşık 32 milyon insan öldü. Tedavisi olmayan, cinsel yolla bulaşan bir hastalık olarak HIV/AIDS, her yıl milyonlarca insanı etkilemeye devam eden inatçı bir salgın. AIDS’in tedavisinin olmamasına rağmen, anti-retroviral tedavi ilaçları HIV’i kontrol edebilir ve ilerlemesini önemli ölçüde yavaşlatarak enfekte olmuş birinin uzun bir yaşam sürmesine izin verebilir.

8-    SARS (2002-2003): SARS veya şiddetli akut solunum sendromu, insanları enfekte edebilen 7 koronavirüsün birinden kaynaklanan bir hastalıktı. 2003 yılında, Çin’in Guangdong eyaletinden kaynaklanan bir salgın, toplam 26 ülkeye hızla yayıldığı ve 8.000’den fazla insanı enfekte ettiği ve 774 kişiyi öldürdüğü için küresel bir salgın olarak nitelendirildi.


9-    Domuz Gribi veya H1N1 (2009-2010): 2009 yılında, ABD’de yaklaşık 60,8 milyon insanı enfekte eden ve 151.700 ila 575.400 aralığında küresel çapta ölüm yaratan yeni bir grip virüsü formu ortaya çıktı. Domuzlardan insanlara geçtiği görüldüğü için “domuz gribi” olarak adlandırıldı. H1N1, virüsle ilişkili ölümlerin %80’inin 65 yaşından küçük insanlarda meydana gelmesi nedeniyle tipik grip salgınlarından farklıydı. Genelde, grip salgınlarından ölümlerin %70 ila %90’ı 65 yaş üstünde görülür.

10- Ebola (2014-2016): İlk salgına yakın bir nehir için adlandırılan Ebola virüsü, çoğu modern pandemiye kıyasla menzili sınırlıydı, ancak inanılmaz derecede ölümcül. 2014 yılında Gine’deki küçük bir köyde başladı ve Batı Afrika’daki birkaç komşu ülkeye yayıldı. Virüs 28.600 enfekte insanın 11.325’ini öldürdü, çoğu vaka Gine, Liberya ve Sierra Leone’de meydana geldi. CDC’ye göre, Ebola ile temas eden yapan sekiz Amerikalıdan biri öldü.


11- Koronavirüs veya COVID-19 (2019 – günümüz): COVID-19 olarak bilinen bir hastalığa neden olan yeni koronavirüs salgını, küresel toplumun virüs salgınlarına tepkisinde zayıflıklar olduğunu ortaya koydu. 24 Mart 2020 itibariyle dünya çapında vakalar 396.500’i aşmış ve 17.250’den fazla ölüm meydana gelmiş durumda. Vakaların büyük çoğunluğu Çin, İtalya, İran ve İspan’yada ancak bütün dünyaya yayılmış durumda.

Kaynaklar
1-    J. N. Hays, Epidemics And Pandemics Their Impacts On Human History, Abc-Clio, Santa Barbara, California, 2005
2-    Salgın ve Kent: 1347 Veba Salgınının Avrupa’da Sosyal, Politik ve Ekonomik Sonuçları, idealkent © Sayı 12, Nisan 2014, ss. 60-87
3-    E.Straus, A. Straus: Tıbbi Mucizeler. Domingo Yayınları.


Yorumlar

  1. Eline sağlık Fatihciğim, Allahım korusun!! Başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere bu felaketle mücadele eden yürekler varolsun...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEDEN E-KİTAP OKUYUCU? HANGİ E-KİTAP OKUYUCU?

Zengin Damaklar

Kil tabletten e-kitaba