Wittgenstein: Milyoner bir köy öğretmeni


LUDWIG WITTGENSTEIN
(26 Nisan 1889-19 Nisan 1951)


26 Nisan 1889’da Viyana’da doğdu.
Avusturya’nın en zengin kişilerinden Karl Wittgenstein’ın oğlu.
14 yaşına kadar kendi evinde eğitildi.
1911 de mühendisliği bırakarak Bertrand Russel’dan dersler aldı.
Norveç’de bir fyortun yamacına yaptırdığı kulübede inzivaya çekildi.
Birinci Dünya Savaşı patlayınca gönüllü olarak Avusturya ordusuna yazıldı. Savaş boyunca mantık ve felsefe notları tuttu. Cephede yanından hiç ayırmadığı defterlere kaydettiği bu notlarda, Tractatus öğretisinin temellerini attı.
Hem asker hem filozof olan iki felsefecinden biridir (ilki Sokrates).
Leibniz dışında birbirinden farklı iki felsefe üreten tek büyük felsefeci.
Freud ve Wittgenstein, her ikisi de Viyana’lı, her ikisi de Yahudi asıllı, her ikisi de İngiltere’de öldü. Biri psikanalizi yarattı, diğeri 20.yy felsefesine damgasını vurdu.
İyi bir müzikçiydi. Klarnet çalardı.
Babasından kalan mirası bir grup Avusturya’lı şaire dağıttı (R.M Rilke bunların en bilineni)
1921-1926 yılları arasında Avusturya’nın köylerinde ilkokul öğretmenliği yaptı.
Öğretmenliği bıraktıktan sonra Viyana yakınındaki bir manastırda bahçıvanlık yaptı.
Sonraki iki yıl içinde kız kardeşinin Viyana’da yaptırdığı evin planını çizdi ve inşaat işlerini idare etti.
1929’da ani bir kararla felsefeye yeniden döndü.
Cambridge Trinity College’da oğretim üyesi oldu.
Derslerinde ona karşı çıkmayı becerebilen tek kişi bilgisayarın mucidi Turing di.
Yirminci yüzyılın en büyük filozofu iki dönemde incelenir. Birinci dönemin temel yapıtı, Wittgenstein’ın sağlığında yayınlanan tek kitabı olan Tractatus’tur. İkinci dönemi simgeleyen yapıt ise Felsefi Araştırmalar adını alır. Stegmüller, birinci dönemi “Dilin mozaik dönemi” ikinci dönemi “Dilin satranç kuramı” diye adlandırır.



Joseph Jastrow’un1899’da Popular Science Monthly’ de yayınlanan Wittgenstein’a atfen çizdiği ördek tavşan figürü.

Ludwig Wittgenstein’e göre insan algısı yorumsaldır. Resimde görülen tavşan nefret, ördek ise sevgi olarak tanımlanabilir. Teoriye göre daha önemlisi iç içe olmasına rağmen ikisi bir arada ve yan yana duramıyor. Dünyada herhangi bir şeyle alakalı ne hissettiğin aslında  deneyimlerinin resmi sana nasıl yorumlattığı ile ilintili. Deneyimler ise geçmişte hissedilen duygulardan başka bir şey değil. Aynı resmi tavşan veya ördek olarak görmek arasındaki tek fark aslında resme geçmişteki gözle nasıl baktığın. Bütün bunlar sevginin de nefretin de aynı resim olduğunu, aynı karede yer aldığını, değişenin sadece algı olduğunu ve tamamen yaşadıkların ile alakalı olduğunu gösteriyor. Bakış açını değiştirdiğin anda iki his birbirine çok yakın.

Tractatus (1921), Wittgenstein’ın sağlığında yayınladığı tek kitaptır. Bertrand Russel’ın bu eserin yayınlanmasında emeği çoktur, hatta yayınevi basılması için Russel’dan kitaba bir önsöz yazmasını ister. Russel önsözü yazar. Wittgenstein bunu ancak kitap basıldıktan sonra okur ve dehşete düşerek Russel için şöyle der “Her şeyi yanlış anlamış” .

28 nisan 1951 gecesi bilinci yitmeden önce, kendisine dostlarının yolda olduğu bildirince “Söyle onlara, harika bir yaşamdı yaşadığım” der.


Wittgenstein İçin Söylenenler:

Bir an önce fyordlara geri dönüp mantığın bütün sorularına cevaplayana kadar orada tek başına yaşayacağını söylemişti. Russel onu vazgeçirmek için şunları söylemiş:
Ona çok karanlık olacağını söyledim, bana gün ışığından nefret ettiğini söyledi. Ona kendisini yalnız hissedeceğini söyledim, bana zeki insanlarla konuşmakla zihnini peşkeş çektiğini söyledi. Ona aklını kaçırdığını söyledim bana Tanrı beni aklı selimden korusun dedi.                                                                                                  BERTRAND RUSSELL

“Genelde felsefenin sadece Platon’a düşülmüş bir dipnot olduğunu söylerler, ama bunun sonuna Wittgenstein’a kadar diye eklemeleri lazım”. WASFI HIJAB

“İnsanı büyülerdi” FANIA PASCAL

Wittgenstein yerini çektiği ıstırapla kazanmıştır. ERNEST GELLNER

“Şu duvarın içinden geçip gitsem ne dersiniz?” dediğini hatırlıyorum. Gerçekten de duvardan geçeceğini, tavanın kafamıza ineceğini düşündüm. Büyüsünün bir parçası olmalıydı bu: hemen hemen her şeyi yapabilirdi.” PETER GRAY-LUCAS

Wittgenstein’ın özgürleştirici bir etkisi olmuştu. STEPHEN TOULMIN

Köy öğretmenliği yapan bir multimilyoner, kuşkusuz bu sapıkça bir şey. THOMAS BERNHARD

WITGENSTEIN AFORİZMALARI
·      Felsefe, aklımızın dille büyülenmesine karşı verilen bir savaştır.

·      Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır.

·      Dil bize dünyanın resmini verir. Dil gerçeğin resimlerinden oluşur. Bu yolla önermeler gerçeğin bütününü temsil edebilir,

·      Bütün felsefe dil eleştirisidir.

·      Düşünce bir tür dildir.

·      Düşüncelerimden duyduğum sevinç, kendi garip yaşamımdan duyduğum sevinç ile aynı. Yaşama sevinci bu mu acaba?

·      Felsefenin aslında şiir olarak kurulması gerek. Böylelikle yapabilmek istediğini tam olarak yapamayan biri olduğumu itiraf ediyorum.

·      Sözcükler eylemlerdir.

·      Düşüncelere fiyat biçilebilirdi. Bazıları pahalı bazıları ucuz. Ya peki neyle ödenir düşüncelerin fiyatları? Sanıyorum: yüreklilikle.

·      Daima akıllılığın çorak zirvelerinden aptallığın yeşil vadilerine in. Nasıl ki hayatta etrafımız ölümle çevriliyse, anlama sağlığımızın etrafı da delilikle çevrilidir.

·      Kişi yalan söylemiyorsa yeterince özgürdür.

·      Çok şey bilen için yalan söylememek zordur.

·      Etik ve estetik birdir. Etik aşkındır.

·      Felsefenin amacı düşüncelerin mantıksal açıklığıdır. Felsefe bir öğreti değildir bir etkinliktir.

·      Psikoloji felsefeye başka herhangi bir doğa-biliminden daha yakın değildir.

·      Mantık bir öğreti değil, dünyanın bir ayna tasarımıdır. Mantık aşkındır.

·      Üzerine konuşulamayan konusunda susmalı.

·      Bu dünyanın ıstırabını savuşturamıyorsa, insan nasıl mutlu olabilir?
            Bilgi yaşamı yoluyla.
            İyi vicdan, bilgi yaşamının koruduğu mutluluktur.
            Bilgi yaşamı dünyanın ıstırabına rağmen mutlu olanın yaşamıdır.
            Mutlu olan tek yaşam, dünyanın hoş yanlarından vazgeçebilen yaşamdır.

·      Şundan daha fazla bir şey söylenemez görünüyor: Mutlu yaşa!
            Mutlunun dünyası mutlu bir dünyadır.

·      İnsanoğlu her zaman “simplex sigillum veri” (Yalınlık doğruluğun mührüdür)  ilkesinin geçerli olduğu bir bilim aradı.

·      Bana nasıl araştırıldığını söyle sana ne araştırıldığını söyleyeyim.

·      Ben aslen kalemimle düşünürüm, zira kafam çoğunlukla elimin ne yazdığını bilmez.

·      İlkin gezginliğe çıkman gerek, ancak sonra yurduna dönebilir, o zaman da ötekileri anlayabilirsin.

·      Bir özveride bulunup, sonra da bununla övünürsen, bütün özverinle birlikte lanetlenirsin.

·      Kendini aldatmamaktan daha zor bir şey yok.

·      Yaşamın üstünde, beygir üstündeki kötü binici gibi oturuyorum. Hemen şimdi yere çalınmamayı da yalnızca atın iyi huyluluğuna borçluyum.

·      Ancak kendinde devrim yapabilen devrimci olabilir.

·      Ölüm yaşam olaylarından biri değildir, kişi ölümü yaşamaz.

·      Mutlu bir insanın korkması gerekmez. Ölüm karşısında bile.
            Yalnızca zamanda değil şimdide yaşayan bir insan mutludur.
            Şimdide yaşam için ölüm yoktur. Ölüm bir yaşam olayı değildir. O dünyanın bir   olgusu değildir. Mutlu biçimde yaşamak için dünyayla uyum içinde olmamız         gerekir. Ve bu “mutlu olma”nın ifade ettiği şeydir.

·      İyi ve kötü yalnızca özne aracılığı ile başlar. Ve özne dünyanın bir parçası değil, dünyanın bir sınırıdır.

·      Dua etmek hayatın anlamı hakkında düşünmek demektir.

·      Tanrı hakkında bir şey söyleyemeyiz çünkü dil sadece gerçeği resmeder.(Totolojik olmayan ya da gözlem ile doğrulamayan hakkında anlamlı bir şekilde konuşamayız)

·      Bir Tanrı’ya inanmak, dünyanın olgularının meselenin sonu olmadığını görmek demektir.

·      Bir şey hakkında anlamlı bir şekilde konuşmak mümkün değilse onun hakkında sessiz kalmalıyız.

·      Üzerine konuşulamayan konusunda susmalı.

REFERANSLAR:

1.    YAN DEĞİNİLER, Ludwig Wittgenstein,
            Türkçesi: Oruç Aruoba. Altıkırkbeş yayınları- 1999

2.    TRACTATUS Logico-phikosophicus Ludwig Wittgenstein     
                 Türkçesi: Oruç Aruoba. YKY-2001

3.    DEFTERLER  1914-1916 
                Türkçesi: Ali Utku Birey yayınları-2004

4.    WITTGENSTEIN: SESSİZLİĞİN GRAMERİ,
            COGİTO, SAYI:33 YKY-2002

5.    WITTGENSTEIN VE PSİKANALİZ John Heaton 
               Türkçesi: Gürol Koca  Everest yayınları-2002

6.    WITTGENSTEIN’IN MAŞASI David Edmonds& John Eidinow
            Türkçesi: Aslı Biçen YKY-2004

7.    BİR KARŞIT-BİLİM TEZİ OLARAK DİLSEL GÖRELİLİK- WİTTGENSTEİN, KUHN, RORTY, FEYERABEND Ömer Faik Anlı



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEDEN E-KİTAP OKUYUCU? HANGİ E-KİTAP OKUYUCU?

Zengin Damaklar

Kil tabletten e-kitaba